23 Eylül 2025
What Next

Çin'in Otomotiv Siber Güvenlik Düzenlemeleri

Teknolojik yeniliklerin hız kazandığı dönemde siber güvenlikte büyük dönüşüm gereği duyan sektör sadece bankacılık ya da bilişim değil. Otomotiv endüstrisi de bu dönüşümden pay almış durumda. Çin, bu alanda küresel bir lider olduğundan öncü olarak görülür, çünkü bağlı araçlar ve otonom sürüş sistemlerinin yaygınlaşmasıyla siber tehditlere karşı kapsamlı düzenlemeler geliştirmeye hız kesmeden devam eder. Çünkü üretimden son kullanıcıya kadar araçların veri güvenliğini sağlama hedefi hem yerel hem de uluslararası otomotiv üreticilerini etkiler. Çin’in bu alandaki politikaları ise teknolojik altyapıyı güçlendirme ve ulusal güvenliği koruma odaklı bir vizyonu yansıtır. 

 

Veri işleme, ağ güvenliği ve kişisel bilgilerin korunması gibi konular, sektörün geleceğini şekillendiren başlıca unsurlardır. Bu düzenlemeler, üreticilerin yalnızca teknik standartlara uymasını değil, aynı zamanda küresel pazarlarda rekabet avantajı elde etmesini sağlar. Yani Çin’in siber güvenlik yaklaşımı, yerel üreticilerle birlikte uluslararası firmaların da uyum süreçlerini yeniden değerlendirmesine yol açar. Peki, Çin bu konuma nasıl geldi? Otomotivde ne gibi güvenlik önlemleri sizi bekliyor? Gelin, otonom araçların da yaygınlaşmasıyla daha fazla gündeme gelen siber güvenliği Çin'in geliştirdiği çözümleri ele alalım ve tehditlere karşı ne kadar önlem alınabiliyor birlikte öğrenelim.

Çin'in Otomotiv Sektöründeki Siber Güvenlik Düzenlemeleri Nelerdir?

Araçların bağlanabilirlik özelliklerinin artmasıyla birlikte Çin’de geçmişten günümüze önemli bir evrim geçiren konulardan biri elbette otomotiv sektöründe siber güvenliğin önemi. 2000’li yılların başında, otomotiv sistemleri daha çok mekanik temelli olduğu için siber tehditlerin can sıkacak durumda olmadığını söyleyebiliriz. Ancak, 2010’lardan itibaren araç içi telematik sistemlerin ve otonom sürüş teknolojilerinin yaygınlaşması, siber güvenliği öncelik haline getirmiş durumda. 

 

Çin, bu dönemde Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi’ni (2016) devreye alarak veri güvenliği ve ağ koruması için ilk adımları atan ülkedir. Buna zemin hazırlayan düzenleme ise 2015’te kabul edilen Ulusal Güvenlik Kanunu'dur. Söz konusu kanun önemli altyapıların korunmasını hedeflerken otomotiv sektörünün de bu kapsamda değerlendirilmesini sağlar. 2017’de ise Siber Güvenlik Kanunu (CSL), veri işleme ve ağ güvenliği için bağlayıcı kurallar getirir, ancak otomotiv sektörüne özgü düzenlemeler henüz sınırlı kalır. 

 

2020’lere gelindiğinde bir ağa bağlı araçların sayısının artmasıyla birlikte, Çin otomotiv odaklı siber güvenlik standartlarını güçlendirir. Örneğin; 2021’de yayınlanan Veri Güvenliği Kanunu (DSL) ve Kişisel Bilgi Koruma Kanunu (PIPL), araçlardan toplanan verilerin yönetimini düzenlemeye yöneliktir. Bu düzenlemeler, üreticilerin risk değerlendirmeleri yapmasını ve siber tehditlere karşı proaktif önlemler almasını zorunlu kılar. Geçmişten bugüne bakıldığında Çin’in otomotiv siber güvenlik politikaları, teknolojik ilerlemelerle paralel olarak daha kapsamlı ve katı bir yapıya evrildiği için sektörün güvenilirliğini artırma hedefi de güçlenmeye devam eder.

GB 44495-2024 Nedir ve Otomotiv Sektöründeki Rolü Nedir?

GB 44495-2024, Çin’in otomotiv sektörüne yönelik geliştirdiği zorunlu siber güvenlik standardı olarak 2024’te yürürlüğe girer ve araçların elektronik sistemlerinin korunmasında önemli bir çerçeve sunar. Söz konusu standart, internet bağlantısı olan araçların ve otonom sürüş sistemlerinin siber tehditlere karşı dayanıklılığını artırmayı hedefler. GB 44495-2024, en başta araçların tasarım, üretim ve işletim aşamalarında siber güvenlik gerekliliklerini tanımlar. Örneğin; araç içi iletişim ağlarının (CAN bus, Ethernet) yetkisiz erişimlere karşı korunmasını sağlamak için şifreleme ve kimlik doğrulama protokolleri zorunlu tutulur. Standart, risk değerlendirme süreçlerini detaylandırarak üreticilerin potansiyel güvenlik açıklarını erken aşamada tespit etmesini sağlar. 

 

Öte yandan araç yazılımının düzenli güncellenmesi ve güvenlik yamalarının uygulanması gibi süreçleri düzenler. Çoğunlukla otonom araçlarda kullanılan karmaşık yazılım sistemlerinin güvenilirliğini artırır. GB 44495-2024, Çin’in otomotiv sektöründe küresel standartlarla uyum sağlama çabasını da yansıtır, ISO/SAE 21434 gibi uluslararası standartlarla paralellik gösterir.

 

Çin’in bu alandaki liderliği, yeni nesil teknolojilere geçişi hızlandırırken otomotiv siber güvenlik standartlarını da yeniden tanımlar. Çünkü söz konusu standart, otomotiv üreticilerinin yalnızca teknik uyumluluğunu değil, aynı zamanda operasyonel süreçlerini de dönüştürür. GB 44495-2024'ün diğer özelliği, araçların tüm yaşam döngüsü boyunca siber güvenlik yönetim sistemlerinin (CSMS) uygulanmasını zorunlu kılmaktır. Böylece üreticiler, tasarım aşamasından itibaren siber tehditlere karşı “güvenli tasarım” ilkelerini benimser. Örneğin; araçların yazılım mimarisi, tek hata noktalarını ortadan kaldıracak şekilde geliştirilir. 

 

Yasa, sensörlerden toplanan verilerin analiz edilerek anormal aktivitelerin tespit edilmesini sağlarken tedarik zincirindeki bileşenlerin güvenliğini değerlendirmek için sıkı denetim süreçleri getirir. Özellikle uluslararası firmaların Çin pazarına girişini kolaylaştırır, yerel firmaların teknolojik kapasitesini güçlendirir. GB 44495-2024, aynı zamanda enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olarak siber güvenlik süreçlerinin çevre dostu şekilde uygulanmasını teşvik eder. Örneğin; yazılım güncellemelerinin uzaktan (OTA) yapılması, fiziksel müdahaleleri azaltarak karbon ayak izini düşürür.

Veri Güvenliği ve Kişisel Bilgi Koruma Yasaları

Çin otomotiv sektöründe veri güvenliği, bağlantı kurabilen araçların ve otonom sürüş sistemlerinin ürettiği büyük veri hacimleriyle büyük öneme sahip. Mesela Veri Güvenliği Kanunu (DSL), araçlardan toplanan verilerin sınıflandırılmasını, işlenmesini ve korunmasını düzenler. Bu yasa daha çok otomotiv üreticilerinin veri güvenliği risklerini sistematik şekilde değerlendirmesini ve veri ihlallerine karşı proaktif önlemler almasını sağlar. Örneğin; navigasyon sistemlerinden veya sürücü davranış analizlerinden toplanan veriler, ulusal güvenlik açısından “önemli veri” olarak sınıflandırılır ve sıkı denetimlere tabi tutulur. Çünkü DSL, üreticilerin veri saklama ve işleme süreçlerini tamamen izlenebilir kılmak zorunda bırakır. 

 

Veri güvenliği ihlallerine karşı caydırıcı cezalar getirerek firmaların sorumluluklarını da artırır. DSL düzenlemesi, özellikle uluslararası otomotiv firmalarının Çin pazarında faaliyet gösterirken yerel standartlara uyum sağlamasını gerektirir. Ancak aynı zamanda veri güvenliğinin yalnızca teknik bir mesele olmadığını, aynı zamanda ulusal güvenlik ve müşteri güveniyle doğrudan bağlantılı olduğunu da vurgular. Böylece otomotiv sektöründe veri yönetiminin stratejik öncelik haline gelmesini sağlayarak firmaların rekabet gücünü artırır.

 

Kişisel Bilgi Koruma Kanunu (PIPL), otomotiv sektöründe kişisel verilerin korunmasına odaklanır. Araç içi sistemler, sürücülerin konum, sürüş alışkanlıkları ve hatta biyometrik veriler gibi hassas bilgilerini toplar. PIPL, bu verilerin toplanması, işlenmesi ve saklanması için katı kurallar getirir. Örneğin; üreticiler, kullanıcıların açık rızasını almadan kişisel verileri işleyemez ve bu verilerin anonimleştirilmesini sağlar. Ayrıca, veri saklama süreleri ve kullanım amaçları açıkça tanımlanır. 

 

PIPL, otomotiv firmalarının veri güvenliği politikalarını yeniden yapılandırmasını teşvik etse de daha çok müşteri güvenini güçlendiren bir düzenlemedir. Örneğin; araç içi akıllı asistanlar gibi sistemler, kullanıcı verilerini yalnızca belirli amaçlar için kullanabilir. Uluslararası firmaların Çin pazarında veri gizliliği standartlarına uyum sağlamasını zorlaştırırken yerel firmaların küresel standartlara yaklaşmasını sağlar.

Önemli Verilerin Yurtdışına Aktarımı

Otomotiv üretiminde önemli verilerin yurtdışına aktarımı, Veri Güvenliği Kanunu (DSL) kapsamında sıkı şekilde düzenleniyor. Önemli veriler, üretim süreçlerinde toplanan ve ulusal güvenlikle bağlantılı olan veriler (üretim hatlarından alınan performans analizleri gibi) olarak tanımlanıyor. DSL'in buradaki görevi ise söz konusu verilerin yurtdışına aktarılmadan önce Siber Güvenlik İdaresi (CAC) tarafından onaylanmasını zorunlu kılmak. Üreticiler de düzenlemeler ile veri aktarımı için risk değerlendirmeleri gerçekleştiriyor, şifreleme teknolojileri kullanıyor. Örneğin; bir otomotiv firması, üretim verilerini global sunucularına aktarmadan önce CAC’ye detaylı rapor sunuyor. Sunulan rapor şeffaflığı artırdığı için veri ihlallerini önlemeyi ve ulusal güvenliği korumayı hedefliyor.

 

Düzenlemelerin bir parçası olan PIPL, kişisel verilerin yurtdışına aktarımını da düzenliyor. Çünkü test araçlarından toplanan sürücü verileri, kullanıcı rızası olmadan aktarılamıyor. Sürecin en önemli unsuru kişisel verileri korumaya odaklanmak olduğundan herhangi bir adım atılmadan önce veri paylaşımı izni isteniyor. Üreticiler de veri aktarımının amacını ve kapsamını belgeleyerek alıcı tarafın aynı güvenlik standartlarına uymasını sağlıyor. Örneğin; bir firma, Çin’deki üretim verilerini Avrupa’ya aktarırken CAC onayına ihtiyaç duyuyor. Böylece veri güvenliğini artırıyor ve uluslararası uyumluluğu güçlendiriyor. 

 

CAC'nin buradaki işlevi ise düzenli denetimlerle uyumluluğu izleyip ihlallerde ağır cezalar uygulamak. Kısaca veri aktarım süreçleri ile otomotiv üretiminde şeffaflık artırılmış oluyor. Üretimde kullanılan harita verileri bile ulusal güvenlik açısından hassas kabul ediliyor, yerel sunucularda saklanıyor. Üreticiler, veri bütünlüğünü korumak adına blockchain teknolojisi tercih ediyor. Nedeni de blokchain teknolojisinin benzersiz şifreleme özelliği. Blockchain verileri parçalara ayırarak her bir parçayı ayrı şifreliyor ve yetkisiz girişimleri tamamen önlüyor. Özellikle uluslararası firmalar için maliyetleri artırsa da veri güvenilirliğini güçlendirdiği için marka bilinirliğini güçlendirmeye katkı sağlıyor. Böylece artan maliyetler sorun olmaktan çıkıyor. 

 

Çin’in siber güvenlik için uyguladığı politikaları, küçük dezavantajlar içerse de genel olarak bakıldığında otomotiv üretiminde küresel veri paylaşım standartlarını tamamen değiştiriyor ve otomotiv üreticilerinin de aynı noktada birleşmelerini sağlıyor. Tüketici olarak ele almak gerekirse her geçen gün gelişen otonom araçlara dışarıdan müdahale ihtimalini düşüreceği için kendinizi ekstra güvende hissedebilirsiniz. Siz de otonom araçlara geçmek isterseniz Borusan Next’in sunduğu araç değerleme sisteminden, ekspertiz hizmetlerinden yararlanabilir, arabam ne kadar sayfasını ziyaret ederek yeni aracınız için ne kadar bütçeye sahip olduğunuzu hemen öğrenebilirsiniz.

Geleceğe Yönelik Gelişmeler Nelerdir?

Çin’in otomotiv siber güvenlik düzenlemeleri, sektörün geleceğini şekillendiren önemli bir güç olarak öne çıkıyor. Düzenlemeler teknolojinin gelişimiyle paralel ilerlediği için ağ bağlantılı araçların ve otonom sürüş sistemlerinin yaygınlaşmasıyla siber güvenlik standartları daha da katılaşacak ve üreticilerin yenilikçi çözümler geliştirmesini teşvik edecek gibi görünüyor. Çünkü siber tehditler de aynı hızla geliştiğinden bu sıradan gelişim değil ihtiyaç. Örneğin; Çin’in Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi, otomotiv sektöründe yapay zeka tabanlı güvenlik sistemlerinin kullanımını artırarak tehdit algılama ve müdahale süreçlerini güçlendirmeyi planlıyor. Ayrıca, veri yerelleştirme politikaları, uluslararası firmaların Çin’de yerel veri merkezleri kurmasını hızlandırmaya devam ediyor, bu da küresel veri paylaşım dinamiklerini değiştirme potansiyeli taşıyor.

 

Siber güvenlik test ve sertifikasyon süreçleri, GB 44495-2024 gibi standartlarla daha standart hale geliyor ve araçların tüm yaşam döngüsü boyunca güvenliği sağlanabiliyor. Çin'in, aynı zamanda uluslararası standartlarla uyumu artırarak ISO/SAE 21434 gibi küresel çerçevelerle entegrasyonu güçlendireceği öngörülüyor. Bu da yine otomotiv üreticilerinin yerel olduğu kadar küresel pazarlarda da rekabet gücünü artırabilir. Sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olarak enerji verimli siber güvenlik çözümlerinin de ön planda olması muhtemel. Yani Çin’in bu alandaki vizyonu, otomotiv siber güvenliğini küresel standart haline getirme potansiyeline sahip.

Çin'in Siber Güvenlik Yasalarının Gelecekteki Etkileri

Otomotiv üretiminde uzun vadeli bir dönüşümün önünü açan Çin’in siber güvenlik yasaları tüm dünyaya örnek olacak gibi. Örneğin; GB 44495-2024, üreticilerin tasarım aşamasından itibaren güvenli yazılım mimarileri geliştirmesini zorunlu hale getiriyor. Üretim hatlarında kullanılan AI sistemlerinin, tehditleri gerçek zamanlı tespit etmeye devam etmesi bekleniyor. Yasalar genel olarak müşteri güvenini artırıyor, fakat geliştirilen düzenlemelerin araçların siber güvenlik sertifikalarının değerleme süreçlerinde de unsur haline gelmesi bekleniyor. Yasalar kesinleşip katı kurallarla uygulandığı zaman ise firmaların pazardaki itibarını güçlendirecek gibi görünüyor. Örneğin; güvenli araçlar, gelecekte ikinci el piyasasında daha yüksek talep görebilir.

 

Küresel tehditler ele alındığında ise yasalar, enerji verimli güvenlik çözümleriyle çevresel etkileri azaltıyor, gelecekte de azaltmaya devam etmeyi hedefliyor. Örneğin; uzaktan güncellemeler, fiziksel müdahaleleri azaltarak karbon ayak izini düşürecek bir potansiyel taşıyor. Çin’in öngörüsü ve geliştirdiği teknolojiler, küresel siber güvenlik standartlarını günden güne daha da yükseltiyor, otomotiv üretiminde güvenilirliği artırıyor. Dolayısıyla söz konusu yasaların, ekonomik ve sosyal dinamikleri de etkileme ihtimali yüksek. Veri yerelleştirme ise yerel ekonomilere katkı sağlama olasılığı yüksek bir özellik olarak siber güvenlik uzmanlarına olan talebi artıracağa benziyor. Örneğin; firmalar, tehdit analizi için uzman ekipler kurarak hem süreçleri koordine etmeye hem de robotlar nedeniyle düşüşe geçen istihdamı optimize etmeye çalışabilir. 

 

Yasaların uluslararası ticaret dinamiklerini yeniden şekillendirme ihtimal, de uzun süredir düşünülüyor. Çünkü Çin pazarına giren firmalar, tedarik zincirlerini güvenli hale getirebiliyor. Olumsuz yönü maliyetleri artırması olsa da uzun vadede daha güvenli üretim şansı sunuyor. Çin sayesinde diğer ülkeler de benzer standartlar geliştirmeye başlıyor, yani Çin burada küresel otomotiv ekosistemini güçlendirme görevini de üstleniyor. Maliyetlerin artması tüketici olarak size de yansıyabiliyor, bu da ikinci el araç fiyatları açısından bir yükselişe neden olabiliyor. Ancak siz de güvenliği ön planda tutuyorsanız öncelikle otonom araçların sunduğu güvenlik önlemlerine göz atabilir, fiyat-performans değerlendirmesi yapabilirsiniz.

Uluslararası İşbirlikleri ve Uyum Süreçleri

Çin'de geliştirilen ve gelecekteki tehditler düşünülerek titizlikle tasarlanan siber güvenlik düzenlemeleri, uluslararası işbirliklerine de katkı sağlıyor. Ayrıca bu ilişkilerin daha da güçleneceği tahmin ediliyor. Örneğin; GB 44495-2024, ISO/SAE 21434 ile uyumlu çerçeve sunarak üreticilerin küresel standartlara entegrasyonunu sağlayacak gibi görünüyor. Siber Güvenlik İdaresi (CAC), UNECE WP.29 düzenlemeleriyle işbirliği yaparak sertifikasyon süreçlerini standartlaştırıyor. Bu da uluslararası firmaların Çin pazarına girişini kolaylaştırıyor, ilerleyen dönemlerde daha fazla kolaylık sağlayacağı düşünülüyor. Örneğin; UNECE R155 ile uyum, ağ bağlantılı tüm araçların güvenilirliğini artırma potansiyeline sahip. 

 

Çin’in küresel standartlarla entegrasyonu, firmaların rekabet gücünü güçlendiriyor, güvenli üretim süreçlerini teşvik ediyor. Uluslararası uyum, veri paylaşımı ve tedarik zinciri güvenliğini de güçlendirmeye devam ediyor. Dolayısıyla gelecekte de aynı şekilde devam etmesi beklenenler arasında. Örneğin; firmalar, Çin’deki verileri global sunucularına aktarırken CAC onaylı şifreleme sistemlerinden yararlanmayı hedefleyebiliyor. 

 

Çin’in Dünya İnternet Konferansı gibi platformlara katılımı da bilgi paylaşımını artıracak gelişmelerden biri. Çünkü konferanslar sayesinde uluslararası firmalar, güvenli veri protokolleri geliştirecek gerekli bilgileri edinebiliyor. Toplu olarak bilincin artması da siber tehditlere karşı küresel bir savunma anlamına geliyor. Otomotiv üretiminde küresel standartların yeniden şekillenmesi ve firmaların güvenli, şeffaf operasyonlar yürütmesi Çin'in bu girişimleriyle mümkün hale gelecek gibi görünüyor.

 

Otomotiv sektöründeki siber güvenlik yeniliklerinin araç seçiminizi nasıl dönüştürebileceğini Borusan Next ile keşfedin. Çin’in GB 44495-2024 standardı gibi düzenlemeler, geleceğin araçlarının güvenilirliğini ve değerini yeniden tanımlarken Borusan Next size en yeni teknolojilere uyumlu, güvenilir ikinci el araç seçenekleri sunar. Akıllı üretim süreçlerinden etkilenen araçların kalitesini ve güvenliğini değerlendirirken Borusan Next’in şeffaf hizmetleri ve uzman desteğiyle doğru kararlar alabilirsiniz.

 

 

Telif hakkı ve sair fikri mülkiyet hakları Borusan Oto Değerlendirme Pazarlama ve Hizmet A.Ş.’ye (Borusan Next’e) aittir. Ticari amaçla ve/veya yasalarca izin verilen meşru kullanım sayılamayacak şekillerde, kısmen dahi olsa, izin alınmaksızın alıntı yapılamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, link verilemez.

13 Ekim 2025
2 dakikalık okuma
Next Trends

VW T-Roc, kompakt SUV segmentinde şık tasarımı, güçlü performansı ve gelişmiş teknolojileriyle dikkat çekiyor. T-Roc'un detaylı incelemesi için tıklayın.

13 Ekim 2025
2 dakikalık okuma
Next Trends

Peugeot 3008, C-SUV segmentinde şık tasarımı, güçlü performansı ve gelişmiş teknolojileriyle dikkat çekiyor. Detaylı inceleme için tıklayın.

13 Ekim 2025
2 dakikalık okuma
Next Station

SUV ile Şile-Ağva rotasında virajlı yollarda konforlu sürüşün keyfini çıkarın. Gezi planı, mola durakları ve güvenli sürüş ipuçlarını keşfedin.